Varis, özellikle kadınların sık karşılaştığı yaygın bir cilt sorunudur. Farklı yöntemler ve tedavilerle Çözüme kavuşturulabilir bir sağlık problemidir. Günümüzde en sık tercih edilen lazerle ameliyatsız izsiz varis tedavisi konusunda geniş bir bilgiye sahip olmak oldukça önemlidir.
- Lazerle ameliyatsız izsiz varis tedavisi minimal invaziv bir yöntemdir ve daha az risk taşır.
- Tedaviden sonra iz kalmadığı için hastanın günlük hayatını daha az etkiler.
- Tedavi sonrası kısa bir dinlenme dönemi gerektirmektedir.
- Tedavi esnasında hastanın ağrı hissetmesi de beklenmez.
Bu avantajları sayesinde lazerle varis tedavisi, diğer tedavi yöntemleriyle uzun süredir rekabet halinde bulunmaktadır. Fakat yine de hekim önerisi ve sağlık durumuna uygunluğunun kontrol edilmesi önemlidir.
Lazerle Varis Tedavisi Nedir?
Lazerle varis tedavisi, varis hastalığının minimal invaziv bir yöntemle tedavi edilmesini sağlayan bir yöntemdir. Bu tedavi yöntemi, damar içine özel bir lazer ışığı verilerek varisli damarın iç yüzeyi yok edilir. Bu şekilde damar içinde biriken kanın geri dönmesi engellenir ve varis hastalığı geçirilir. Lazerle varis tedavisi cerrahi bir müdahale gerektirmez, çok daha az ağrılıdır ve iyileşme süreci çok daha kısadır.
Tedavi Nasıl Yapılır?
Lazerle varis tedavisi, tedavi edilecek bölgenin büyüklüğüne, hastanın durumuna ve varisin türüne bağlı olarak birkaç seans halinde uygulanır. Bu seanslar genellikle haftalar arayla gerçekleştirilir.
Tedavi öncesinde hastanın varis durumu detaylı bir şekilde incelenir ve uygun tedavi yöntemi belirlenir. Endovenöz lazer ablasyonu veya lazerle uçan varis tedavisi, hastanın durumuna uygun olacak şekilde seçilir.
Tedavi sırasında lazer ışınları, varisli damarın iç ya da dış yüzeyiyle temas ederek tedavi edilir. Lazer ışınlarının etkisiyle, varisli damarın iç yüzeyi yok edilerek, damar kapatılır ve kan akışı sağlıklı damarlara yönlendirilir.
Tedavi sonrası hastalar, dinlenmeleri ve önerilen ilaçları kullanmaları önerilir. Verilen talimatlara uyulduğunda, kısa sürede yüksek başarı oranı elde edilir.
Lazerle varis tedavisi, minimal invaziv bir yöntem olduğu için, ağrısız ve hızlı bir iyileşme süreci sunar. Ancak tedaviden önce, doktorla görüşmek ve uygun olup olmadığını öğrenmek önemlidir.
Endovenöz Lazer Ablasyonu
Endovenöz lazer ablasyonu, lazer ışığıyla varisli damarın iç yüzeyinde bir termal hasar oluşmasını sağlayarak damarın kapanmasına neden olur. Bu tedavi yöntemi, cerrahi olmayan minimal invaziv bir yöntemdir ve genellikle lokal anestezi altında uygulanır.
Endovenöz lazer ablasyonu sırasında, bir lazer fiberi varisli damardan ilerletilir ve lazer ışığı damarın iç yüzeyine uygulanır. Bu, damarın iç yüzeyinde termal hasar oluşmasına ve sonunda damarın kapanmasına neden olur.
Bu şekilde, hastaların daha hızlı iyileşmesi, daha az ağrı hissi ve daha düşük riskli bir tedavi sağlanır.
Sonrası Dönemde Nelere Dikkat Edilmelidir?
Endovenöz lazer ablasyonu sonrası, hastaların dinlenmesi önemlidir. Ayrıca, doktor önerisiyle varis çorabı kullanılması gerekmektedir. Yürüyüş yapmakla birlikte ağır sporlardan kaçınmak, bacaklarda yoğun ağrı veya şişlik durumu oluşursa doktorla iletişime geçmek önemlidir.
Kimler Lazerle Varis Tedavisi Yaptıramaz?
Lazerle varis tedavisi ameliyatsız bir yöntem olsa da herkes tarafından uygulanamaz. Hamileler, tromboflebiti olanlar ve bazı kalp hastaları lazerle varis tedavisi yaptıramaz. Bu hastalar alternatif tedavi yöntemleri için doktorlarına başvurmalıdır.
Lazerle Uçan Varis Tedavisi
Lazerle uçan varis tedavisi, varisli damarın özellikle bacakların görünen çeper kısımlarında bulunması durumunda uygulanır. Bu yöntemde, lazer ışınları varisli damarın dış yüzeyinde hareket ettirilerek tedavi gerçekleştirilir. Bu sayede, varisli damarın içine lazer ışını direkt sokulmaz ve uygulama sonrası kanamalar daha az görülür.
Lazerle Varis Tedavisinin Avantajları Nelerdir?
Lazerle varis tedavisi, ameliyatsız bir yöntem olması nedeniyle cerrahi müdahaleye alternatif sunar. Ayrıca, kısa süreli bir iyileşme süreciyle hastaların sosyal hayatlarına hızlıca geri dönmesine olanak sağlar. Buna ek olarak, lazerle varis tedavisi yapıldığında iz bırakma riski de yok denecek kadar azdır.
Ayrıca, bu tedavi yöntemi infiltrasyon anestezisi gerektirmeden tamamen lokal anesteziyle uygulandığı için ağrı ve rahatsızlık daha azdır. Lazerle varis tedavisi, diğer tedavi yöntemleriyle kıyaslandığında daha hızlı ve daha etkili bir sonuç verir.
Diğer Varis Tedavi Yöntemleriyle Karşılaştırıldığında?
Diğer varis tedavi yöntemleri olan cerrahi müdahale, skleroterapi ve radyofrekans tedavisi ile karşılaştırıldığında, lazerle varis tedavisi oldukça avantajlıdır. Cerrahi müdahale veya radyofrekans tedavisi gibi daha invaziv yöntemler, anestezi gerektirmesi, iyileşme sürecinin uzun olması ve iz bırakması nedeniyle daha fazla ağrı ve risk faktörü içerebilir.
Skleroterapi de birçok hasta tarafından tercih edilen bir tedavi yöntemidir ancak tedavi süreci daha uzun olabilir ve tekrarlayan seanslar gerektirebilir. Ayrıca, skleroterapi seansları genellikle daha acılı bir süreçtir.
Lazerle varis tedavisi, diğer tedavi yöntemlerine kıyasla daha az acılıdır ve tamamen non-invaziv bir yöntemdir. Ayrıca, iyileşme süresi daha kısadır ve herhangi bir iz bırakmaz. Lazerle varis tedavisi, varisin tipine bağlı olarak birkaç seans halinde uygulanır ve birçok hasta için oldukça rahat ve kolay bir tedavi yöntemi olarak görülmektedir.
- Daha az ağrılıdır
- Riski düşüktür
- Tamamen non-invazivdir
- Iz bırakmaz
- Kısa sürede iyileşme sağlar
Tedavi Ne Kadar Sürer?
Lazerle varis tedavisi, tedavi edilecek bölgenin büyüklüğüne bağlı olarak birkaç seans halinde uygulanır. Tedavi, her seans için yaklaşık 45-60 dakika sürebilir ve seanslar arasında 1-2 haftalık bir aralık olabilir. Bazı hastalarda tek seans yeterli olurken, bazıları için 2-3 seans gerekebilir. Doktorlar, hastaların durumu ve varisin şiddeti hakkında bilgi sahibi olduktan sonra, tedavi süresine karar verir.
Sonuç Olarak
Lazerle ameliyatsız izsiz varis tedavisi, varisli hastalara birçok avantaj sunan bir yöntemdir. Tedavi sonrası hastaların iyileşmesi kısa sürede gerçekleşir ve tedavi esnasında ağrı ve acı yaşama ihtimali oldukça düşüktür. Ancak, tedaviden önce doktorunuzla görüşerek, tedavinin sizin için uygun olup olmadığını öğrenmeniz önemlidir.