İnfertilite Değerlendirmelerinde Kullanılan Laboratuvar Testleri

İnfertilite tedavisi alan hastaların değerlendirilmesinde laboratuvar testleri büyük önem taşır. Bu testler sayesinde infertiliteye neden olan faktörler belirlenir ve tedavi süreci planlanır. Hormon testleri, genetik testler ve sperm analizi gibi çeşitli testler kullanılır.

Hormon testleri, kadın ve erkeklerin hormon seviyelerini ölçmek için kullanılan testlerdir. Bu testler, östrojen ve progesteron gibi kadın hormonları, testosteron gibi erkek hormonları ve luteinize edici hormon (LH) gibi diğer hormonları ölçmeye yarar.

Genetik testler, infertiliteye neden olan genetik faktörleri belirlemek için yapılan testlerdir. Karşılaştırmalı genomik hibridizasyon (CGH) testi, preimplantasyon genetik teşhis (PGT) testi ve karyotip testi bu kategoride yer almaktadır.

Sperm analizi, erkek üreme sağlığını değerlendirmek için yapılan testlerdir. Bu testler, sperm sayısı, hareketliliği ve morfolojisini ölçer. Azoospermi paneli ise tıbbi nedenler veya doğumsal deformasyonlar sonucu oluşan azoospermi durumlarında kullanılır.

Bu testlerin yanı sıra, infertilite değerlendirmesi için diğer testler de uygulanabilir. Bu testlerin hangisinin yapılacağı, hastanın durumuna göre belirlenir ve tedavi planı buna göre oluşturulur.

Hormon Testleri

Kadınlarda hormon testleri, adet düzeni sorunları, tüp bebek işlemleri ve doğum kontrolü yöntemleri gibi durumlar hakkında bilgi verir. Erkeklerde ise testosteron seviyesi ve doğurganlık hakkında bilgi edinilir. Hormon testleri ayrıca tiroid problemleri ve diyabet gibi hastalıkların teşhisini de sağlar.

En yaygın kullanılan hormon testleri arasında FSH (folikül stimüle edici hormon), LH (luteinizan hormon), estradiol ve progesteron bulunur. Kadınlarda östrojen ve progesteron seviyelerinin ölçüldüğü testler yapılırken, erkeklerde testosteron seviyesi ölçülür. Hormon testleri ayrıca bazı cinsel yolla bulaşan hastalıkların da belirlenmesinde yardımcıdır.

Hormon Testleri Kadınların Normal Değerleri Erkeklerin Normal Değerleri
FSH 2.5 – 10 mIU/ml 1.5 – 12.4 mIU/ml
LH 5 – 25 mIU/ml (ovulasyon döneminde 30 – 50 mIU/ml) 1.5 – 9.3 mIU/ml
Estradiol 25 – 75 pg/ml <5 - 15 pg/ml
Progesteron 10 ng/ml veya daha yüksek 0.2 – 1 ng/ml
Testosteron <0.7 - 5 ng/ml 270 – 1070 ng/dl

Genetik Testler

İnfertilite tedavisinde genetik testler, infertiliteye sebep olan kalıtsal faktörleri tespit etmek ve tedaviyi buna göre belirlemek açısından çok önemlidir. Genetik testler arasında kromozom analizleri, genetik bozuklukları tespit etmek için yapılan PCR testleri, olası taşıyıcılıkları belirlemek için yapılan taşıyıcı tanı testleri bulunmaktadır.

Ayrıca, çiftlerin akraba evlilikleri nedeniyle infertilite riski taşıması durumunda, özellikle de ailede kalıtsal hastalıklar bulunması durumunda, genetik danışmanlık ve testler yapılması oldukça önemlidir. Bu şekilde, taşıyıcılıklar veya mevcut kalıtsal hastalıklar tespit edilerek tedavi süreci daha doğru şekilde belirlenebilir.

Karşılaştırmalı Genomik Hibridizasyon (CGH) Testi

Karşılaştırmalı Genomik Hibridizasyon (CGH), embriyodaki kromozom sayısının kontrol edilmesi için kullanılan bir genetik testtir. Bu test sayesinde embriyonun genetik yapısı incelenir ve kromozomal anormallikler tespit edilir. CGH testi, IVF (tüp bebek) uygulamalarında kullanılır ve embriyonun sağlıklı ve normal gelişmesini sağlamak amacıyla önemli bir adımdır.

CGH testi, daha önce kullanılan FISH (Floresan İn Situ Hibridizasyon) testine göre daha yüksek doğruluk oranına sahiptir. Embriyodan alınan örnekler, mikroarray cihazında analiz edilerek kromozom anomalileri tespit edilir. Bu şekilde, embriyonun implantasyon öncesindeki genetik temizliği sağlanarak başarılı bir gebelik olasılığı arttırılır.

CGH Testinin Avantajları CGH Testinin Dezavantajları
– Embriyonun kromozom sayısı kontrol edilir – Yüksek maliyetli bir testtir
– Embriyoya zarar vermez – Tüm kromozomal anormallikleri tespit edemez
– Embriyonun genetik temizliği sağlanarak sağlıklı gebelik olasılığı artar – Test sonucu kullanılamazsa veya anormallik tespit edilirse, IVF tedavisi durdurulabilir

CGH testi, infertilite tedavisinde oldukça önemli bir rol oynar ve başarılı bir gebelik için gerekli adımlardan biridir. Ancak, yüksek maliyeti ve tüm kromozomal anormallikleri tespit edememe dezavantajları bulunmaktadır. Bu nedenle, CGH testi uygulanacak hastalarda ön değerlendirme yapılmalı ve testin uygulanması gerekip gerekmeyeceği detaylı bir şekilde değerlendirilmelidir.

Preimplantasyon Genetik Teşhis (PGT) Testi

Preimplantasyon Genetik Teşhis (PGT) test, in vitro fertilizasyon (IVF) sürecinde bir çiftin embriyolarının genetik özelliklerini ölçmek amacıyla kullanılır. Bu test, çiftlerin doğuştan gelen genetik bozuklukları ve embriyo iletimindeki anormallikleri tespit etmelerini sağlar. PGT testi sayesinde, çiftler embriyolarının transfer edilebilir en sağlıklı olanlarını seçebilirler.

Bu test aynı zamanda çiftlerin kalıtsal hastalık taşıma risklerini yüzde yüz olarak öğrenmelerine yardımcı olur. Bu bilgi, çiftlerin gelecekte mümkün olan tıbbi müdahaleleri ve kararları planlamalarına da yardımcı olur. PGT testi, embryoskop veya biyopsi yöntemiyle yapılabilir ve son derece etkili bir yöntemdir.

Azoospermi Paneli

Azoospermi, erkeklerde sperm bulunmaması durumudur ve üremeyi engeller. Azoospermi paneli, tıbbi nedenler veya doğumsal deformasyonlar gibi sebeplerden kaynaklanan azoospermi vakalarında uygulanan laboratuvar testlerinin tümünü içerir. Bu testlerin arasında hormon testi, genetik testler ve karyotip testi bulunur. Azoospermik hastalarda genellikle sperm bulunmaz, ama nadir durumlarda sperm üretimi azalmış olabilir ve bu nedenle tespit edilmesi zor olabilir. Bu durumda, testler problemi daha iyi anlamak ve kapsamlı bir tedavi planı oluşturmak için kullanılabilir.

Karyotip Testi

Karyotip testi, infertilite tanısı konan hastaların kromozom anomalilerinin olup olmadığını tespit etmek amacıyla yapılan bir laboratuvar testidir. Bu testte, hastanın kan örneği alınarak, kan hücrelerinin kromozomları incelenir ve sayısal ya da yapısal anomaliler tespit edilir.

Karyotip testi, infertiliteye neden olan genetik hastalıkların teşhisinde ve tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Test sonucuna göre, hastalara uygun tedavi planı oluşturulur. Özellikle tekrarlayan gebelik kayıpları, ciddi doğumsal anomaliler ve ölü doğumlar gibi durumlarda karyotip testi oldukça önemlidir.

Karyotip testi için öncelikle hastanın kan örneği alınır ve bu örnek uygun yöntemlerle işlenir. Daha sonra, örneklerdeki hücrelerin kromozomları boyanarak mikroskop altında incelenir ve sayısal ya da yapısal anomali varlığı araştırılır. Test sonucunda herhangi bir anomaliden şüphelenilirse, teyit için yeniden testler yapılabilir.

Sperm Analizi

Sperm analizi, erkek üreme sağlığına ilişkin önemli bir laboratuvar testidir. Bu test, erkeğin spermlerinin sayısı, şekli ve hareket kabiliyetini ölçerek infertiliteye bağlı bir sorunun olup olmadığını belirler. Test sonuçları, tedavi yöntemi için önemli bir kılavuz görevi görür. Sperm analizi sonuçları, erkeğin infertilite nedenlerinin tespitinde de kullanılır.

Sperm analizi yapılırken, öncelikle örnekleme işlemi yapılır. Bunun için, sağlıklı bir cinsel hayatının ardından 2-7 gün içinde gerçekleşen cinsel ilişki sonrası boşalımın ardından yapılan sperm örneği alınır. Sperm numarası, normal seviyenin üzerinde olmalıdır. Eğer sperm sayısı düşükse, bu durum tek başına infertiliteye neden olabilir.

Testin bir diğer önemli unsuru, sperm hareketliliği hakkındaki sonuçlardır. Normal bir sperm, hızla ilerler ve salyangoz benzeri bir hareket şekline sahiptir. Bu hareket kabiliyeti, yumurtalığa ulaşabilmesi için önemlidir. Sperm hareketliliği yeterli seviyede değilse veya sperm şekli bozuksa, infertilite sorunu oluşabilir.

Sperm analizi sonuçlarına göre, hastaya uygun tedavi yöntemleri belirlenir. Bu yöntemler arasında, beslenme değişikliği, ilaçlar, cerrahi müdahale veya yardımcı üreme teknolojileri yer alabilir.

Sperm Sayımı ve Hareketliliği

Sperm analizinde önemli bir yeri olan sperm sayımı ve hareketlilik testi, erkeğin üreme sağlığının değerlendirilmesinde kullanılır. Bu test, bir erkeğin sperm sayısının normalden daha düşük veya hareketliliğinin kısıtlı olup olmadığını belirlemeye yardımcı olur.

Spermlerinin yüzme kabiliyeti ve sayısı düşük olan erkekler, üremenin gerçekleşmesinde problemler yaşayabilirler. Sperm sayımı genellikle milyon spermi/ml üzerinden hesaplanırken, hareketlilik seviyesi ayrıntılı olarak sınıflandırılır. Normal hareketlilik seviyesi, spermlerin %40’ından fazlasının düzgün hareket ettiği seviyedir.

Sperm Sayısı Referans Değerler
Sperm sayısı 20 milyon/mililitre
Hareketlilik (motilite) %40 veya daha fazla
İleri hareket %32 veya daha fazla
Rapid progressif hareket %25 veya daha fazla

Aşağıdaki faktörler sperm sayısını ve hareketliliğini etkileyebilir:

  • Stres
  • Yetersiz beslenme
  • Toxic maddelerin varlığı
  • Yapısal bozukluklar veya enfeksiyon gibi tıbbi durumlar

Erkekler, ideal bir sperm sayısı ve hareketliliği seviyesine sahip olmak için sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmeli, dengeli beslenmeli ve stresten kaçınmalıdırlar. Bu test, infertilite tedavisi için de önemli bir rol oynar ve doğru bir teşhis için mutlaka yapılmalıdır.

Sperm Morfolojisi

Sperm morfolojisi testi, sperm hücrelerinin şekillerinin ve yapılarının incelenmesi için yapılan bir testtir. Normal bir sperm hücresi, baş, boyun ve kuyruktan oluşur ve şekli doğru olmalıdır. Sperm morfoloji testi, gerçekleşen spermlerin ne kadarının normal şekle sahip olduğunu belirler. Normal sperm şekillendirme oranı, %4’ten az olmamalıdır. Ölçüm, 200-400 sperm hücresinin incelenmesiyle yapılır ve sonuç raporu, laboratuvardaki ekip tarafından hazırlanır. Bu test, erkek infertilitesinin teşhisinde önemli bir rol oynar.

Yorum yapın